şair ölüme,ölüm şiire,şiir vedaya yazılır...
an ve gün;
karışmış birer yalnızlıktır...
her an biri çalınır yalnızlığından
ya yalnızlık yara açar bir yerinde
ya yaranın kendisi olur yalnızlık her yerinde...
hayat;
siperden sipere vurulduğun savaş,
sürülmüş bir mermidir
sıktıkça kendini kanattığın....
ıslanmak için güneşten çalınmış
hazin bir hazan yağmurundan,
günleri çalınmış mevsimlerden,
bölünmüş bir aşkın her ânından ve âhından
bir gün seçmeli insan
ya bütün ömrünün son günü
ya geriye kalanın ilk günü olmalı
çünkü;
kül olur ateşte kul,
yangını eski bir haber olur...
kaç kez döner bir insan ölümden?
kaç ölüm döner ruhu çalınmış bir bedenden?
evden dönülür,işten dönülür
piknikten hatta aşktan dönülür
ama dönülmez ki ölümden!
DÖN!
dön de gör daha nelerden,nerelerden döndüğünü...
dönersem ıslık çalarım belki filmdeki gibi
bir yaprağa çiğ düşer dönersem
çiğ düşer ölüme ölemediğim yerde...
Varsın yokluğumda yas tutmasın bu kent,
varsın bir daha ıslanmasın yağmurlar
sussun nefesim sonsuza dek...
susayan bir çöle dönsün suskun hasretim
bir seraba dönsün ömrüm yokluğunda...
varsın terkedilmiş bir takvim olsun yokluğunu vuran zaman
bedenimde ruhumdan geriye bir şey kalmasın varsın...
çünkü sen de bu bedende
yok olmuş yüreğim kadarsın...
bir tren garında söylenecek ne varsa
söyledim farzet,
bu şarkı,bu şiir,bu film bitecek
sabret...
ey kül aşk!
ey yok olmuş can!
mevsimlere böldüm seni
bahar olsun bir yüzün,kara kış öbürü
ama artık
yaşımdan çok yaşadım -yaşanmasa da olur- bir ömrü...